21 Ağustos 2014 Perşembe

Elektronik casusluğun ürperten boyutları M. SERDAR KUZULOĞLU Radikal Hayat / 21/08/2014

Almanya'nın Türkiye'ye yönelik elektronik takibinin açığa çıkması diplomatik bir krizi tetikledi. Peki bugüne kadar içimizi rahat ettiren neydi?
Doksanlı yıllarda internetten tanışıp evlenenlerin haberlerini yapardık. Bugün internetin bir yerinden dokunmadığı evlilik; hatta ilişki var mıdır bilmiyorum. İnternet yüzünden boşananların haberleri bile fazlasıyla sıradan artık.
Doymak bilmez bir iştahla içinde yüzdüğümüz bu elektronik denizin paralel evren olduğu dönem hissettirmeden son buldu. Milyonlar için ekranlardaki bu hayat gerçeğin ta kendisi. 
Biz kullanıcıların içini dolduran heves ve heyecanın misliyle fazlasını pek de akla gelmeyen bir zümrenin yaşadığını Edward Snowden adlı Amerikalı bir sistem yöneticisinden öğrendik.
GEÇEN YAZ NE YAPTIĞINI BİLİYORUM
ABD’nin yurtdışı istihbaratını yürüten kurum NSA’in altın çocuklarından Snowden’ın vicdanı içinde çalıştığı kozmik derecede gizli projenin yükünü taşıyamayınca yıllar boyu bir komplo teorisi olarak dilden dile dolaşan iddianın gerçekliği anlaşıldı: ABD (neredeyse) herkesi, her ortamda -yasadışı yöntemleri de kullanarak- takip ediyor.
Snowden dünya istihbarat tarihinin en büyük ihbarının bedelini güç bela sığındığı Rusya’daki sürgün hayatıyla ödüyor. Akıbeti belirsiz.
Anavatanında devlet bilgilerini çalma, casusluk yapma ve ulusal güvenliği ilgilendiren belgeleri sızdırma suçlamasıyla en az 10 yıl hapis istemiyle -gıyaben- yargılıyor. Ülkesine dönüp mahkemeye katılmama gerekçesi casusluk davalarının halka kapalı,
savunma imkanı vermeyen ve jürisiz görülmesi.
ABD ise suikast seçeneği dahil bütün yöntemleri kullanarak sürek avına devam ediyor.
devamı için tıklayınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder