30 Haziran 2014 Pazartesi

Daha çoook tutuklar, çoook yakarız - TARHAN ERDEM Türkiye / 30/06/2014


"Hatip Dicle Serbest" ve "Yalı Kül Oldu" haberlerinin siyasetimizi doğru alana çekeceğini umut edelim! 
Dünkü gazetelerde iki başlık vardı: “Hatip Dicle serbest” ve “Tarihi Hüseyin Avni Paşa Köşkü kül oldu.
Bu başlıklar bana, anayasada ve kanunlarımızda, ifade özgürlüğü ve mülkiyet hakkının insan haklarına ters biçimde tanımlandığını; yürütme gücünün bu hakları koruyamadığını, yargının bu hakları halka iade edemediğini; bir kez daha, maalesef 1982’den bu yana belki bininci kez hatırlattı.
Hatip Dicle, 2009 yılından bu yana, Terörle Mücadele Yasası’nın birçok maddesine, tabii onların göndermesiyle ceza kanunlarının ve onların kaçıncı kez değiştirilmiş maddelerinin bazı fıkralarına göre “tutuklu” bulunuyordu.
Hatip Bey’in sözlerinden hiçbir yurttaşımız zarar görmemişti, ama özel savcı devletin temeline bomba koyduğunu iddia etmiş ve tutuklu yargılanmasını istemiş, özel mahkeme bu isteği kabul etmişti.
Hatip Dicle’nin fikirlerini seslendirdiği için beş yıla yakın zamandır tutuklanmasına neden olan kanunların, bunlara cevaz veren anayasanın ortadan kaldırılması için, hemen, en kısa zamanda yeni bir anayasa yapmamız gerektiği açık.
Mevcut anayasa, güzelliğimizle ve çirkinliğimizle, inancımız, kimliğimiz, değerlerimiz, varlığımızla, yokluğumuzla nasılsak ve ne isek öylece birlikte yaşamamıza izin vermiyor.
Kavga edeceksek edelim, kim kimi yok etmek istiyorsa ortaya çıksın, birbirimizi yiyelim ama sonunda bir anayasa yapalım veya kavgasız tartışarak, anlaşmayı deneyelim; uzlaşalım; sonunda ifade özgürlüğü ve mülkiyet hakkını doğru tanımlayalım!
Fakat son Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi olmasın çünkü liderler, uzlaşsınlar diye temsilcilerini o masaya göndermediler; çünkü onlar uzlaşmayı bilmiyorlardı, onlar halktan oy alacaklarını sanarak birbirlerine hakaret ediyorlardı, uzlaştıkları maddeleri bile kanunlaştıramadılar!
İşte Hatip Dicle serbest kaldı, kim ondan zarar görmüştü de isyan ile bağırdı? Onun serbestliği hepimizi yeni anayasaya çağırmıyor mu?  
Hüseyin Avni Paşa Yalısı’nın yanması, hepimizi Hatip Bey’in serbest kalması kadar yeni anayasayı görüşmeye çağırıyor; yeni anayasanın yolunu aydınlatıyor!
Bu yalının ve Fethi Paşa Korusu’nun yanması haberini okuyanların neler düşündüğü açık değil mi? Bunlardan kaçı sizce, “Vah yazık, ne anılar yandı, sahibi çok üzülmüştür” diye yakınmıştır?
Büyük çoğunluğun, “Yine yaktılar” diye haykırdığını duymamak için sağır olmalıyız!
81 dönüm koruyu ve içindeki köşkü pişirip kotarıp satın alan “aslına uygun olarak restore (herhalde yeniden yapacağız) edeceğiz” demiş! Niçin halkı bu kadar aptal yerine koyma cesaretini kim veriyor bunlara acaba?
...
 devamını okumak için tıklayınız



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder