30 Eylül 2014 Salı

IŞİD Mahmur'un acılarını depreştirdi - FEHİM TAŞTEKİN

İlk durağım, bağrında yılan ve akrepten başka bir şeyi barındırmayan dağın eteğine kurulu Mahmur Kampı... Peşmerge ve PKK'lilerin birlikte nöbet tuttuğu kontrol noktaları, sağda Öcalan'ın portresinin asıldığı güvenlik kulübesi, solda terk edilmiş BM ofisi...
Türkiye’de barış süreciyle PKK’nin silahsızlanması tartışması yapıladursun Ortadoğu’daki gelişmeler örgüte hem siyasal hem askeri alanda genişleme fırsatları sunuyor. Kürtlerin Rojava (Batı [Kürdistan]) diye andığı Suriye’nin kuzeyi, Abdullah Öcalan’ın demokratik özerklik projesi için uygulama alanına dönüşürken Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Irak Kürdistan Bölgesi’ne, Kürtlerin deyimiyle Başur’a yönelik saldırıları PKK’ye geniş bir alan açtı. Ezidilerin tarihi vatanı Şengal’den Kerkük’e, Türkiye’den göç etmek zorunda kalan Kürtlerin yaşadığı Mahmur’dan Türkmenlerin kasabaları Taze Hurmatu, Beşir ve Tuz Hurmatu’ya kadar geniş bir alanda PKK’nin silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri (HPG) kontrol noktalarında peşmergeye eşlik etmeye başladı. Sahadaki yeni durumu anlamak için gittiğim Erbil’de Şengal’in düşüşünün ardından IŞİD’ın yaklaştığı kentte yaşanan kaçış ve partilerin çağrısıyla Kandil’den gelen PKK’lilerin caddelerde tur atıp halka nasıl moral verdiğine dair hikâyeleri dinledikten sonra güneye açıldım. İlk durağım 17 Eylül’de Arap ve Kürtlerin birlikte yaşadığı Mahmur ilçesinin yanında bağrında yılan ve akrepten başka bir şeyi barındırmayan dağın eteğine kurulmuş Mahmur Kampı oldu. Peşmerge ve PKK’lilerin birlikte nöbet tuttuğu kontrol noktalarını geçip vardığımız kampın girişinde HPG yazısının yer aldığı bir bariyer, sağda Öcalan’ın portresinin asıldığı güvenlik kulübesi, solda terk edilmiş BM ofisi.

BİTMEYEN KÂBUS: 1993-1994
Az ileride bir sokakta bir insanın kaçarken taşıyabileceği ev eşyasıyla yüklü bir kamyon sırayla toprak ve taştan yapılma evlerin önünde durup yükünü indiriyordu. Yaşlı bir kadın 6 Ağustos’ta IŞİD’ın kampa girişini, insanların tahliyesini ve ardından PKK’nin takviye güç göndermesiyle kampın geri alınışını anlatmaya başladı. Kürtçe konuşuyordu. Türkiye’den geldiğimi öğrenince sustu, sırtını dönüp uzaklaştı, tekrar dönüp teatral bir gösteri sunar gibi öfke ve kahırla geçmişin melanetini önüme döktü: “Asker geldi, elbiselerimizi çıkarttırdı, bir pijamayla kaldım. Bizi köy meydanında topladılar. Komutan hakaret etti, tehdit etti, ‘Teröristlere ekmek vermeyeceksiniz’ dedi. Sonra yine geldiler, dövdüler. (Elindeki su şişesini göğsüne bastırarak-FT) Silahı aha böyle dayadılar. O zaman anladım ki Kürt olduğumuz için bunlar başımıza geliyor. 1993’te tanklar geldi, köyü bombaladı, evler yıkıldı. Toplandık, gitmeye karar verdik. Kamptan kampa sürüldük. İşte bu çöle geldik. Yılanlar, akrepler çocuklarımızı bizden aldı!”

Bu anıların sahibi Narınç Kaya. Roboski’nin Hilal köyünden. Kaç yaşında olduğunu bilmese de anıları dipdiri ve yakıcı.

TAKVİM 1993’TE TAKILI KALMIŞ
Kampta zaman durmuş, takvim sanki hala Şırnak’taki köy yakma olayları nedeniyle insanların evlerini terk edip güney geçtiği 1993 yılını gösteriyor. Çölden farksız olan Mahmur’a gelinceye kadar 7 kez yer değiştirmek zorunda kalan Mahmur sakinlerinin sürgün anıları IŞİD’ın yaşattığı geçici sekizinci sürgünle depreşmiş. Aracında Şivan Perver dinlediği için dövülen ve Kürtçe kasetleri kırılan , ‘Elimden gelse Kürtçe konuşamayasın diye senin dilini de bağlarım’ diye tehdit edilen, işkence gören ve sonunda evleri yakılan insanların hikâyeleri… “Artık Kürtçe yasak değil, ortam değişti” yönündeki hatırlatmaların da karşılığı yok. 6 yaşındayken ailesiyle birlikte köyünü terk ettikten sonraki günleri “Neh Dare’ye vardığımızda çok soğuktu, kar yağıyordu, titriyordum, o geceyi unutamam. 4 ay dışarda kaldık. Çevre köylerden naylonlar toplandı, çadır yapıldı” diye anımsayan Şırnaklı Fatma İzer için 2011’de tekerrür eden tarih Mahmur’daki takvimin neden 1993’te takılı kaldığını izah ediyor: “Kim dönmek istemez? Zaten 2011’de bir kere döndük. Yine cezalandırıldık. Barış Grubu olarak Bakur’a (Kuzey Kürdistan) gittiğimizde herkese dava açıldı. Bana yasadışı örgüt üyeliğinden 7.5 yıl ceza kesildi. İlk giden 5 kişi tutuklandığı için diğerleri duruşmaya katılmadı. Ben de katılmayıp tekrar Mahmur’a göndüm.”

Peki, tekrar bir girişim olursa yine barış grubunda yer alıp almayacağı sorusu üzerine İzer, Mahmur’da 450 kişinin katılımıyla iki yılda bir yapılan halk konferansının dönüş şartlarını anımsattı: “Önderliğin (Öcalan) özgürlüğü, Kürt halkının siyasi ve kültürel kimliğinin tanınması, anadilde eğitim, yerel yönetimler özerklik şartının kabul edilmesi, koruculuk ve JİTEM gibi özel savaş birimlerinin lağvedilmesi, halkın zararının tazmin edilmesi. Siyasi güvence olarak sınır ihlali ya da örgüt üyeliği nedeniyle yargılanmama garantisi verilmeli... Ayrıca dönersek toplu kalmak istiyoruz.”


IŞİD’A KARŞI ÖZ SAVUNMA GÜCÜ
Mahmur sakinlerinin 20 yıllık acısını daha da acı kılan IŞİD’ın Türkiye tarafından desteklendiğine inanıyor olmaları. 40 gün önce IŞİD’ın gelişiyle boşaltılan kampa geri dönüşlerle durum sükûnete kavuşmuş gözükse de kampı çeviren stratejik noktalarda HPG tetikte. Mahmur Kampı Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Polat Bozan, IŞİD’ın gelişiyle yaşananları ve mevcut durumu anlattı:

“Mahmur ilçesinde Kürdistan Demokrat Parti’nin (KDP) peşmergeleri vardı. Daha IŞİD gelmeden ortak savunma önerdik ama dinlemediler. IŞİD gelince de çekip gittiler. Silahları bize bırakmalarını istedik, vermediler. İlçe sakinleri zaten bir hafta önce gitmişti. Guver de IŞİD’ın eline geçince, Mahmur Kampı’nın arkadan çevrilme riski belirdi. Bu yüzden halkı tahliye ettik; 12 bin insanı araçlarla 2.5 saatte taşıdık. Yurtsever insanlar Erbil’den araçlarla gelip tahliyeye katıldı. Halkı Erbil, Ranya ve Haciva’ya götürdük. IŞİD ilçeye girdikten iki gün sonra buraya sızdı. Saldırı sırasında Sterk tv muhabiri Deniz Fırat öldü, 3 kişi yaralandı. Bir gün sonra HPG’nin takviye gücüyle birlikte kampı geri aldık. Gerillanın gelişi peşmergeye moral verdi. Önce Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) özel güçleri, ardından KDP güçleri geldi. Böylece ilçe de geri alındı. Şu an biz de Rojava’daki Halk Savunma Birlikleri (YPG) gibi örgütleniyoruz. Kampta 300 kişilik öz savunma gücü oluşturduk. HPG ise dağlık alanda savunma hatları oluşturdu.”
devamı için tıklayınız

 












1 yorum:

  1. 1993-1995 yılları arasında Tansu Çiller'in başbakan olduğu hükümet görev (ya da daha doğru bir ifade ile kürt katliamı) yapıyordu. hükümet listesi için
    http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/HB50.htm
    adresine bakabilirsiniz.
    listeden kısa bir kopya başbakan yardımcılarına dikkat lütfen:

    Çiller Hükümeti Bakanlar Kurulu 25.06.1993-05.10.1995
    Başbakan;
    Tansu ÇİLLER (İstanbul, DYP)

    Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
    Erdal İNÖNÜ (İzmir, SHP) 25.06.1993-12.09.1993

    Murat KARAYALÇIN (TBMM dışından, SHP) 19.09.1993-27.03.1995

    Hikmet ÇETİN (Gaziantep, CHP) 27.03.1995-05.10.1995

    YanıtlaSil